Ürgüp’ü ve Üç Güzeller’i Ziyaret Edin
Kapadokya deyince aklınıza gelen ilk fotoğraf karesi ne? Muhtemelen gün doğumunda gökyüzünü dolduran yüzlerce renkli sıcak hava ba...
Kapadokya denince aklınıza ne geliyor? Gökyüzünde süzülen yüzlerce renkli balon, peri bacalarının arasında kaybolmak, belki de kaya oyma otellerde konaklamak… Hepsi harika, evet. Peki ya bu masalsı coğrafyanın ruhuna bizzat ellerinizle dokunmaya ne dersiniz? Eğer siz de Kapadokya gezinizde unutulmaz anılar biriktirmek istiyor ve Avanos’ta yapılacak şeyler listesi hazırlıyorsanız, doğru yerdesiniz. Sizi toprağın, suyun ve ateşin sanata dönüştüğü bir serüvene davet ediyoruz.
Avanos, Kapadokya’nın sadece bir durağı değil, başlı başına bir deneyim merkezi. Ve bu deneyimin kalbinde, binlerce yıldır Kızılırmak’ın bereketiyle yoğrulan çömlekçilik sanatı yatıyor. Hazırsanız, kollarımızı sıvayıp çamura bulanmaya ve Avanos’un sırlarını keşfetmeye başlayalım!
Avanos’a adım attığınızda sizi ilk karşılayan şeylerden biri, her köşe başında göreceğiniz irili ufaklı çömlek atölyeleri olacaktır. Bu atölyeler, yani yerel halkın deyişiyle “işlik” veya “çanakhane”ler, sizi zamanda bir yolculuğa çıkarır. Genellikle kayalara oyulmuş, loş ve serin bu mekanlara girdiğinizde, toprağın o kendine has kokusu sizi anında sarar.
Bu toprağın sıradan bir toprak olmadığını bilmelisiniz. Avanos’u çömlekçiliğin başkenti yapan sır, tam ortasından geçen Kızılırmak’ın eski yataklarından ve çevre dağlardan elde edilen o meşhur yumuşak ve yağlı kil topraklardır. Hititler’den bu yana, yani binlerce yıldır bu gelenek devam ediyor. Bu el sanatı kavimden kavime, babadan oğula geçerek günümüze kadar gelmiştir.

Bir çömlekçi tezgahının yanına usulca oturun ve ustanın ellerini izleyin. O şekilsiz çamur yığınının, ustanın maharetli dokunuşlarıyla nasıl zarif bir testiye, bir güveç kabına veya bir vazoya dönüştüğünü görmek adeta sihir gibi. Bu sadece bir zanaat değil, aynı zamanda kasabanın kimliğinin ta kendisi. Zaten Avanos isminin kökeninin bile “kap kacak yapan kasaba” anlamına gelen “Evani-öz” kelimesinden geldiği düşünülüyor.
Ustaları hayranlıkla izlediniz, şimdi o çamurun başına geçme sırası sizde! Avanos’taki hemen hemen her atölye, ziyaretçilere bu eşsiz deneyimi yaşama fırsatı sunuyor. Ustalar, sizi “çark” adı verilen ve ayakla döndürülen tezgahın başına oturtup önünüze bir parça kil koyduğunda gerçek macera başlıyor.
Endişelenmeyin, yalnız değilsiniz. Bir usta sürekli yanınızda durarak size yol gösteriyor: ellerinizi nasıl tutacağınızı, çamura ne kadar baskı uygulayacağınızı, onu nasıl yükseltip şekillendireceğinizi sabırla anlatıyor. İlk başta biraz acemice hissettirse de, birkaç dakika içinde dönen kilin ellerinizin arasında şekil aldığını hissetmek inanılmaz bir keyif. Bu, günümüzün hızlı dünyasında adeta bir terapi gibi; tüm stresten arınıp sadece o ana odaklanıyorsunuz.
Peki, büyük bir hevesle yaptığınız o minik kaseye veya yamuk vazoya ne olacak? Pişirme ve kurutma işlemleri en az 20 gün sürdüğü için, eseriniz genellikle atölyede pişirilmiyor. Ama üzülmeyin! Ustalar, eserinizi özenle paketleyip size o günün unutulmaz bir hatırası olarak hediye ediyor. Bu hatıranın en güzel yanı, mükemmel bir çömleğe sahip olmak değil, yaratma sürecinin kendisini, toprağa dokunmanın verdiği o eşsiz hazzı size her zaman hatırlatmasıdır. Avanos’taki bu sanatsal mola, Kapadokya gezinize bambaşka bir boyut katacak. Bölgedeki diğer kültürel duraklar için Nevşehirde Gezilecek Yerler rehberimize de göz atabilirsiniz.

Toprakla temasımızı tamamladıysak, şimdi biraz da yerden yükselip Kızılırmak’ın üzerinde salınmaya ne dersiniz? Çömlek atölyelerinden çıkıp nehir kenarına doğru yürüdüğünüzde Avanos’un bir diğer simgesi sizi karşılayacak: meşhur Asma Köprü, ya da herkesin bildiği adıyla Sallanan Köprü.
1973 yılında, sadece yayaların kullanımı için inşa edilen bu 180 metre uzunluğundaki ahşap köprü, Avanos’un iki yakasını birbirine bağlıyor. Köprünün olayı sadece karşıya geçmek değil, bizzat yürüyüşün kendisi. Adımlarınızı attıkça altınızda hafifçe salınan ahşap zemin, hem küçük bir adrenalin hem de bolca kahkaha vaat ediyor. Özellikle köprünün ortasına geldiğinizde durup etrafı izlemek çok keyifli.
Aşağıda sakin sakin akan Kızılırmak, suda süzülen kazlar ve ördekler, nehir kenarındaki kafelerde oturan insanlar… Manzara gerçekten huzur verici. Bu köprü, bir ulaşım aracından çok daha fazlası; bir buluşma noktası, bir seyir terası ve Avanos’un sosyal hayatının kalbinin attığı bir yer. Avanos’un bu keyifli atmosferinden sonra Nevşehir’in diğer güzelliklerini keşfetmek isterseniz, Nevşehirde Görülmesi Gereken Yerler listemiz tam size göre.

Avanos’taki bu harika deneyimlerden sonra enerjiniz hala yerindeyse, arabanıza atlayıp birkaç dakika içinde ulaşabileceğiniz muhteşem yerler var.
Paşabağ Vadisi (Keşişler Vadisi): Kapadokya’nın en fotojenik yerlerinden biri. Özellikle şapkalı peri bacalarını en net görebileceğiniz yer burası. Aziz Simeon’un inzivaya çekildiği odayı ararken kendinizi tarihin içinde bulacaksınız.
Zelve Açık Hava Müzesi: Bir zamanlar insanların yaşadığı, kiliseleri ve manastırları olan terk edilmiş bir kaya köyü düşünün. Zelve, üç vadiden oluşan yapısıyla size Kapadokya’nın en otantik yüzünü gösterecek.
Devrent Vadisi (Hayal Vadisi): Burada yürürken hayal gücünüzü serbest bırakın! Deveye benzeyen meşhur peri bacası başta olmak üzere, kayaların büründüğü ilginç şekiller sizi şaşırtacak.
Nevşehir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü. (t.y.). Nevşehir – Sosyo Kültürel Yapı. https://nevsehir.csb.gov.tr/nev-sharp351-ehir—sosyo-kulturel-yap-sharp305-i-1913
1. Avanos’a gitmek için en iyi zaman ne zamandır? Avanos her mevsim güzel olsa da, havanın ılıman olduğu ve kalabalığın daha az olduğu ilkbahar (Nisan-Mayıs) ve sonbahar (Eylül-Ekim) ayları gezmek için en ideal zamanlardır.
2. Çömlek atölyeleri için önceden rezervasyon yaptırmak gerekir mi? Özellikle hafta sonu ve tatil dönemlerinde gidecekseniz, hayal kırıklığı yaşamamak için önceden rezervasyon yapmanız şiddetle tavsiye edilir. Birçok atölye online veya telefonla rezervasyon kabul etmektedir.
3. Avanos’ta çömlek dışında ne meşhurdur? Avanos, çömlekçiliğin yanı sıra lezzetli yemekleriyle de tanınır. Özellikle bölgeye özgü meşhur Testi Kebabı’nı denemeden dönmeyin!.
Yorumlar